6 Mayıs 2011 Cuma

*BİLEMEZSİN



Bilemezsin
Sana verecek bir armağanı ne çok aradığımı.
Hiçbir şey içime sinmedi.
Altın madenine altın sunmanın ne anlamı var.
Ya da okyanusa su.
......Düşündüğüm her şey
Doğu’ya baharat götürmek gibiydi.
Kalbimi ve ruhumu vermemin bir yararı yok,
Çünkü Sen zaten bunlara sahipsin.
O yüzden Sana bir ayna getirdim.
Kendine bak ve beni hatırla . . .

Mevlâna Celaleddin RUMÎ

http://www.celaliboylu1.blogspot.com/



İBRAHİM TORUN "*BİLEMEZSİN" kaydınıza yeni bir yorum yaptı:

Ayna hakkında birkaç söz!

Sevgiliye ayna olmak ne demektir? Tasavvufta ayna olmak, insanın insana ayna olması konusu üzerinde hassasiyetle durulur. Bütün önemli büyük şahsiyetlerin kitaplarında yazdıklarında şiirlerinde buna dair bir şeyler bulursunuz. Mevlana, Yunus Emre, Şeyh Galip …

İnsan insanın aynasıdır. Bir insanın kendini tanıyabilmesi için bir "ölçü" gerekir. Bir teraziye ihtiyacı vardır kendini tartmaya.İşte bu ölçü bu terazi diğer "insan"dır, "öteki" dir. Öteki benim dışımdaki herkestir. Öteki aslında sevgilidir, sevilendir.
İnsandaki kendine bakma, kendini beğenme dürtüsünün mitolojik ifadesi olan Narkissos, bu konuda fikir beyan edenlerin başvurdukları hareket noktalarından birisidir. Nergis çiçeğine de adını veren Narkissos, berrak bir pınarın suyunda kendi yüzünü görünce ona hayran olur, onu arzular; fakat âşık olduğunun bizzat kendisinde var olduğunu fark eder. Narkissos, insanın hem kendini görme ihtiyacını dile getirdiği gibi, diğer taraftan insandaki ikili var oluşun da ifadesidir.
Tasavvufta da ayna imajı oldukça önemlidir. İnsan ve bütün kainat Allah'ın bir aynasıdır. Dünya ve insan tecelligâhtır, tıpkı aynada olduğu gibi. Kesreti ve vahdeti aksettirir; vahdetteki kesreti, kesretteki vahdeti. Bütündeki parçayı, parçadaki bütünü, bendeki ötekini; ötekindeki beni.
Tasavvufta genel anlamda insana, özel anlamda kâmil insana ayna denmektedir. Çünkü Allah, diğer varlıklara nazaran daha çok insanda tecelli etmektedir. Tasavvuftaki bir diğer anlayış da insanın bir başkasının aynası olduğudur. Yani bir kimse başkasındaki hata, kusurları ve iyi tarafları görerek hem kendisini ve hem de onu kusurlardan arındırır. İnanan insanın kalbi ayna gibi olduğundan bu ayna ne kadar iyi cilalanırsa, yani kalp ne kadar iyi temizlenir ve saflaştırılırsa, oraya ilahî feyz ve inayet o derece fazla akar Tasavvuftaki bu ayna yorumunda da yine ben ve öteki, ben ve kozmos, kesret ve vahdet ilişkisinin ön planda olduğu görülür.
Yine ayna anlamına gelen Mir'ât kelimesi de tasavvufta yer bulmuştur. Bu kelimeyle ayna, tasavvufta yokluğu ifade etmektedir. Tasavvufta her şey zıddıyla var olduğu için Vücud-ı Mutlak'ın zıddı olan adem-i mutlak bir ayna olarak düşünülmüştür. Allah'ın varlığı yokluk aynasında yansıyarak çokluk meydana gelir. Nasıl ki ayna aksettirdikleri dolayısıyla ortadan kayboluyorsa, tek olan mutlak varlık da kainattaki pek çok suret sebebiyle görünmez. Dolayısıyla görünen varlıkta yani çoklukta, görünmeyen bir teklik vardır.
İşte, ünlü mutasavvıf olan Mevlana'nın sevgiliye ayna hediye etmesindeki anlam budur. Âşık, sevgilisine ayna hediye ederek bu derinliği orataya çok güzel koymaktadır.

 

1 yorum:

  1. İBRAHİM TORUN10 Mayıs 2011 16:08

    Ayna hakkında birkaç söz!

    Sevgiliye ayna olmak ne demektir? Tasavvufta ayna olmak, insanın insana ayna olması konusu üzerinde hassasiyetle durulur. Bütün önemli büyük şahsiyetlerin kitaplarında yazdıklarında şiirlerinde buna dair bir şeyler bulursunuz. Mevlana, Yunus Emre, Şeyh Galip …

    İnsan insanın aynasıdır. Bir insanın kendini tanıyabilmesi için bir "ölçü" gerekir. Bir teraziye ihtiyacı vardır kendini tartmaya.İşte bu ölçü bu terazi diğer "insan"dır, "öteki" dir. Öteki benim dışımdaki herkestir. Öteki aslında sevgilidir, sevilendir.
    İnsandaki kendine bakma, kendini beğenme dürtüsünün mitolojik ifadesi olan Narkissos, bu konuda fikir beyan edenlerin başvurdukları hareket noktalarından birisidir. Nergis çiçeğine de adını veren Narkissos, berrak bir pınarın suyunda kendi yüzünü görünce ona hayran olur, onu arzular; fakat âşık olduğunun bizzat kendisinde var olduğunu fark eder. Narkissos, insanın hem kendini görme ihtiyacını dile getirdiği gibi, diğer taraftan insandaki ikili var oluşun da ifadesidir.
    Tasavvufta da ayna imajı oldukça önemlidir. İnsan ve bütün kainat Allah'ın bir aynasıdır. Dünya ve insan tecelligâhtır, tıpkı aynada olduğu gibi. Kesreti ve vahdeti aksettirir; vahdetteki kesreti, kesretteki vahdeti. Bütündeki parçayı, parçadaki bütünü, bendeki ötekini; ötekindeki beni.
    Tasavvufta genel anlamda insana, özel anlamda kâmil insana ayna denmektedir. Çünkü Allah, diğer varlıklara nazaran daha çok insanda tecelli etmektedir. Tasavvuftaki bir diğer anlayış da insanın bir başkasının aynası olduğudur. Yani bir kimse başkasındaki hata, kusurları ve iyi tarafları görerek hem kendisini ve hem de onu kusurlardan arındırır. İnanan insanın kalbi ayna gibi olduğundan bu ayna ne kadar iyi cilalanırsa, yani kalp ne kadar iyi temizlenir ve saflaştırılırsa, oraya ilahî feyz ve inayet o derece fazla akar Tasavvuftaki bu ayna yorumunda da yine ben ve öteki, ben ve kozmos, kesret ve vahdet ilişkisinin ön planda olduğu görülür.
    Yine ayna anlamına gelen Mir'ât kelimesi de tasavvufta yer bulmuştur. Bu kelimeyle ayna, tasavvufta yokluğu ifade etmektedir. Tasavvufta her şey zıddıyla var olduğu için Vücud-ı Mutlak'ın zıddı olan adem-i mutlak bir ayna olarak düşünülmüştür. Allah'ın varlığı yokluk aynasında yansıyarak çokluk meydana gelir. Nasıl ki ayna aksettirdikleri dolayısıyla ortadan kayboluyorsa, tek olan mutlak varlık da kainattaki pek çok suret sebebiyle görünmez. Dolayısıyla görünen varlıkta yani çoklukta, görünmeyen bir teklik vardır.
    İşte, ünlü mutasavvıf olan Mevlana'nın sevgiliye ayna hediye etmesindeki anlam budur. Âşık, sevgilisine ayna hediye ederek bu derinliği orataya çok güzel koymaktadır.

    YanıtlaSil